Gel götüreyim seni şahitliğe
Zavallı ölümlerden birine
Çok değil, hemen dağın tepesinde
Oduncunun kendini astığı kulubeye
Ah, nasıl asmasın ki zavallı
Kalmış mıydı ki hayatının anlamı
Öldükten sonra evladı
Ah, onu da aramızdan kızamık aldı
Asıl sonrası idi trajedi
Kederler içine düştü eşi
Gerçi farklı mıydı ki
Oduncunun kendisi
O da bağlamamış mıydı
Kederin temsilcisi karaları
Eşiğine ulaşmamış mıydı
Yitirmenin aklını
Fakat bundan üç gün önce
Geldi yıkım, haber vermeye
Sonun yakın olduğunu aileye
Ya da artık ne kadar aile denebilirse
Başladı bir kavga
sürdü gün boyunca
Dışarından biri duysa
Sanırdı üfleniyor sura
Gecenin ilerleyen saatlerinde
Eşi dışarı attı kendini
Biraz olsun atlatabilmek için sinirini
Fakat nereden bilebilirdi ki
Kıyametin orada bulacağıni kendisini
Ormancı ilk defa içti
İçtikçe vücudu şenlendi
Yaşama sevinci
Kapladı tüm bendenini
Fakat sonra başladı kaygı
Ve de ileri derece şüphe
Artık yitirmişti aklını
Ya da bırakmıştı onu da şişelerde
Gittikçe artan bu paranoya
Onu merakla doldurdu, zavallıca
Bu saatte ne yapıyordu ki acaba
Dağ başında bu ıssız ormanda
Evden çıktığı anda
Bir şey geldi aklına
Güvenemiyordu karısına
Kesin girmişti başka bir adama
Doğru ya başka ne olucaktı
Kesin, Kesin başka birisi vardı
Yoksa neden kaçacaktı ki
Onu çok seven karısı
O an içi doldu öfkeyle
Bu düşünceyi yedirememişti kendine
Üstelik sadece düşüncesi bile yetmişti
Onu çılgına çevirmeye
Hemen aldı paltosunu
Takındı baltasını
Takmıştı kafasına
Bulmalıydı karısını
Bulmalıydı ki sorsun ona
Layık mıydı aldatılmaya
Kim bilir daha neler vardı aklında
Fakat önemini kaybetti hepsi
Kapıyı kapattığında
Aradı onu tüm akşam boyunca
Fakat, sonunda buldu onu
Bir ağacın yanında
Oğluna diktiği çınarın yanında
Hemen başladı sorguya
"Kim o adam, nerede kalmakta ?
Adı, sanı ne, ne olarak anılmakta ?
Ya da utanmıyor muydu ona boynuz takmaya ?"
Karısı sustu, anlamamıştı zira
Bilmiyordu, bu soruşturma ne amaçla
Fakat bu bile yeterdi kocasına
Sessizlikten başka ne gerek vardı ki kanıta
Hemen başladı saydırmaya
Eşine ve hayata
En son lafı değdirince oğluna
Karısı döndü çılgına
Suçladı adamı, haliyse ağlamaklı
Ona boşalttı tüm acısını
Yine de inkar etti
Adamın iddiasını
Fakat oduncu inatçıydı
Kendince her şey kanıtlıydı
Birçok, evet birçok, defa aldatılmıştı
O an karar verdi: işte başlıyor ceza zamanı
Baktı oduncu karısına
Göz yaşları içinde boğulan bu sefil kadına
Artık dayanamıyordu ama
Onun o yalancı, sevimsiz suratına
Saat üçü çeyrek geçe
Ormancı sapladı baltasını birine
Evet, onu boğan iğrentiyle
Öldürdü eşini zalimce
Sonra başladı onu taşımaya
Dağın başına, mutlu, huzurlu yuvasına
Taşıdı ki kalabilsin onunla
Artık mutlu olabilirlerdi onun zannınca
Fakat ayıldığında sabah vakti
Fark etti, kahvaltı hazır değildi
Etrafta da değildi eşi
Daha da önemlisi
Bu üstündeki kan da neydi
Ayağa kalktı hızlıca
Belki karımı bulurum umuduyla
Fakat o anda
Bir şey takıldı ayağına
Tereddütle baktı aşağıya
Gördü, bir kadın vardı orada
Başı yarılmıştı baltayla
Ne yazık ki tıpa tıp aynıydı karısıyla
Oduncu ise dayanamadı buna
İlkin denedi yadsımayı
İstiyordu haykırmayı
'Ben masumun, kıymadım ona'
Fakat o anda hatırladı
O vahşet dolu anı
Tutup zevkle kavradığı baltasıyla
Karısına vurduğu anı
O an kabullendi
Evet, o bir katildi
Fakat şimdi ne yapacaktı
İçindeki bu vicdan azabıyla
Çözümü ise buldu karısını defnettikten sonra
Asacaktı kendini, odunlar için kullandığı halatla
Belki de bu yolla
Affettirebilirdi kendini karısına
Pek aceleyle yazdı son mektubunu
Yazdı bütün yaşadıklarını
Kopan kıyameti, kendinde toplanan kara bulutu
Ve de onu boğan vicdan azabını
Ve bitirdi mektubu
Onu baş ucuna koydu
Sonra aldı halatı, tuttu
Fırlattı sonra doladı boynunu
Belki bu olurdu onun kurtuluşu
En azından bu yöndeydi umudu
Gösterdiğinde saat on ikiyi
Kimse duymadı evdeki debelenmeyi
Fakat, boğuyordu birisi kendini
Ödüyordu kendince kefaretini
Saat beş geçiyordu artık on ikiyi
Kesti oduncu ise debelenmeyi
Ve de şöyle söyledi:
"Yüce Rabbim, sonunda bitti..."
Yorumlar